top of page

FIRTINANIN ORTASINDA BİR YOLCULUK: Borderline Kişilik Bozukluğu Üzerine

  • Yazarın fotoğrafı: Dilek Şirvanlı Özen
    Dilek Şirvanlı Özen
  • 4 Ağu
  • 2 dakikada okunur

Hayatımıza dokunan bazı insanlar, içlerinde bir volkan gibi taşıdıkları duygularla hem büyüler hem de yorarlar. Sevgiyle kucaklarken bir anda itebilir, yakınlık ararken ani uzaklaşmalarla şaşırtabilirler. Duyguları derin, tepkileri ani, bağları tutkulu ama kırılgandır. Bu inişli çıkışlı dünyada onlara eşlik etmek zamanla bir pusula arayışına dönüşebilir. Duygusal fırtınaların tam ortasında ne olup bittiğini anlamaya çalışırken, bazen kendimizi de kaybetmeye başlayabiliriz.

ree


Bazı insanlar vardır, sanki içlerinde bitmeyen bir fırtına taşırlar. Güneşin doğduğu bir sabahın ortasında bile, aniden bastıran bir sağanak gibi değişirler. İşte borderline kişilik bozukluğu tam da böyle bir yolculuktur; dalgalı, çalkantılı ama bir o kadar da derin.

Dalgalar ve Duygular
Borderline bireyler için duygular bir nehir gibi değil, daha çok okyanusun dev dalgaları gibidir. Sakin bir kıyıdayken aniden yükselen bir tsunamiyle savrulabilirler. Sevinçle parlayan gözler, bir anda kedere batabilir. İç dünyaları öylesine hassas ki, en ufak bir sözcük bile kalplerini paramparça edebilir ya da gökyüzüne çıkarabilir. Bir anlamda, hisleri aşırı yoğun yaşarlar; sevdikleri kişiyi göklere çıkarırken, en ufak bir yanlış anlamada derin bir boşluğa düşebilirler.

Terk Edilme Korkusu: Yelken Açıp Giden Gemiler
Bir borderline birey için terk edilme korkusu, ufukta kaybolan bir gemi gibidir. Ne kadar küçük bir mesafe olsa da, gemi gözden kaybolduğunda sanki bir daha geri dönmeyecekmiş gibi hissederler. Sevdikleri insanların bir gün onları bırakacağına dair derin bir korku taşırlar. Bu yüzden bazen sevdiklerini kaybetmemek için fazla sarılırlar, bazen de tam tersi, ilk fırsatta uzaklaşarak kendilerini korumaya çalışırlar. Ne olursa olsun, iç dünyalarında hep “Acaba beni sevecek misin, hep yanımda olacak mısın?” sorusuyla yaşarlar.

Kimlik Bulmacası: Aynaya Bakınca Ne Görüyorum?
Borderline olan biri, bazen aynaya baktığında ne gördüğünü bile tam olarak bilemez. Bugün kendini güçlü, sevgi dolu hissederken, yarın kendisini tamamen yetersiz ve değersiz hissedebilir. İçinde sürekli değişen bir kimlik bulmacası vardır. Bu belirsizlik, hem kendileri hem de çevreleri için yorucu olabilir. Çünkü bugün sevdiği şeyi yarın sevmeyebilir, bugün sadık hissettiği bir ilişkiye yarın şüpheyle bakabilir.

Kırık Ama Güzel: Kintsugi ve Borderline
Japonlar, kırılmış bir vazonun parçalarını altınla birleştirerek daha değerli hale getirirler. Bu sanata “Kintsugi” denir. Borderline bireylerin de aslında iç dünyalarında yaşadıkları kırılmalar onları daha az değerli yapmaz, tam aksine, hikâyelerini daha anlamlı kılar. Bazen hayatlarını onarmak için gösterdikleri çaba, onları diğer insanlardan çok daha derin ve empatik kılar.

Onları Anlamak: Fırtına Dindikten Sonra
Borderline bireyler zorlayıcı olabilir ama unutulmaması gereken bir şey var: Onlar da sevilmek, anlaşılmak ve kabul edilmek istiyorlar. Onlarla ilişki kurarken dalgalara kapılmamak, sabırlı olmak ve en önemlisi, onların hissettiği yoğun duyguların içinde kaybolmadan yanlarında kalabilmek kıymetlidir. Bazen en büyük iyileştirici güç, sarsılmaz bir sevgi ve anlayıştır.

Unutmayalım ki, her fırtınanın ardından bir durgunluk, her gecenin ardından bir sabah gelir. Ve bazen en fırtınalı denizlerden geçenler, en güçlü denizciler olur.
 
 

Prof. Dr. Dilek Şirvanlı Özen

Psikolog, Akademisyen, Ebeveyn Danışmanı, Çift ve Aile Danışmanı

İstanbul / Türkiye

 

Eğitimlerden ve blog yazılarından haberdar olmak için abone olabilirsiniz.

Abone olduğunuz için teşekkür ederiz!

  • LinkedIn
  • X
  • Instagram
bottom of page