top of page

SEVİLME ARZUSU: Bazen Sevgiye En Uzak Yer

  • Yazarın fotoğrafı: Dilek Şirvanlı Özen
    Dilek Şirvanlı Özen
  • 30 Eki
  • 1 dakikada okunur

Bazı duygular insanın içine sessizce yerleşir. Küçük bir çocuğun yüzüne bakarken, birinin gözündeki onayı ararken, bir sözle incinirken… Ne kadar büyürsek büyüyelim, o çocuk bazen içimizde yaşamaya devam eder; görülmek, fark edilmek, sevilmek ister. Ve bazen, tam da o isteğin peşinde kendimizi kaybederiz.


ree

Bazı insanlar, sevilmek için yaşar.
Sanki tüm varlığıyla “Yeterince iyi miyim?” diye fısıldar dünyaya.
Birinin gözünde kıymetli hissetmek, içlerindeki boşluğu biraz olsun doldurur.
Ama çoğu zaman, o boşluk bir türlü dolmaz.
Çünkü o boşluk, bir başkasının sevgisiyle değil, kendi kendini görebilmekle dolar.

Psikolojide buna koşullu kabul denir.
Bir çocuk, sevilmek için uyum sağlar; sessiz olur, uslu olur, “doğru” çocuk olur.
Anne ya da babasının yüzündeki memnuniyeti gördükçe, “demek ki beni seviyorlar” diye öğrenir.
Ama aslında öğrendiği şey sevgiden çok, sevilmeye layık olmanın koşullarıdır.

Bu öğrenme biçimi, yetişkinlikte de ilişkilerimizi şekillendirir.
İlişkilerde sınır koymak zorlaşır; “hayır” demek, sanki terk edilmek gibidir.
Karşısındaki ilgisiz bile olsa tutunur, “belki biraz daha sabredersem değişir” diye düşünür.
Kırıldığında bile gitmez, çünkü gitmek sevgiden vazgeçmek gibi gelir.
Oysa bazen kalmak, kendinden vazgeçmektir.

Sevilme arzusu, çoğu zaman sevgiyle karıştırılır.
Sevgi; özgürlük, güven ve karşılıklılıktan beslenir.
Ama sevilme arzusu, korkudan...
Kaybedilmekten, unutulmaktan, görünmez olmaktan korkar.
Bu yüzden hep daha çok verir, daha çok çabalar, daha çok affeder.
Ve sonunda kendini yitirir.

Kendini sevmeyi öğrenmek, insanın kendiyle ilişkisini anlamaya başladığında bazen “artık yeter” diyebilmesidir.
Birinin sevgisini kazanmak için değil, kendine sadık kalmak için kalmak ya da gitmektir.
Çünkü gerçek sevgi, kazanılan değil, var olunan bir şeydir.
Birinin gözünde değer bulmayı beklemeyen, zaten değerli olduğunu bilen bir kalbin yeridir.

Belki de artık soru şu olmalı:
“Beni kim seviyor?” değil…
“Ben, kendimi nasıl seviyorum?”
 
 

Prof. Dr. Dilek Şirvanlı Özen

Psikolog, Akademisyen, Ebeveyn Danışmanı, Çift ve Aile Danışmanı

İstanbul / Türkiye

 

Eğitimlerden ve blog yazılarından haberdar olmak için abone olabilirsiniz.

Abone olduğunuz için teşekkür ederiz!

  • LinkedIn
  • X
  • Instagram
bottom of page